Türk Halk Müziğinin güçlü seslerinden Nurcan ALTINOK ile neşeli bir söyleşi gerçekleştirdik. Ünlü Sanatçı sorularımıza sıcak ve içten cevaplar vererek yeni yılda hayranlarının karşısına birbirinden güzel eserlerle çıkacağının müjdesini verdi.
OĞUZ AYDIN: Sizi TV ve Sahnelerden tanıyoruz ancak, Nurcan ALTINOK kimdir bize
kendinizden bahseder misiniz?
NURCAN ALTINOK: Müzik öğretmeniyim. Burdur doğumluyum. Eğitim hayatımı
üniversite dâhil Burdur'da tamamladım. Kültür Bakanlığı'nın düzenlemiş olduğu
somut olmayan kültür mirasları sınavını kazanarak mahalli sanatçı unvanını
hakettim. Türkiye'nin dört bir tarafında görev yaparak, o bölgelerin
müziklerini yakından takip etme fırsatı buldum. Görev yerlerinden biri olan
Tekirdağ Malkara'da hizmetlerimden dolayı Fahri Hemşehrilik unvanına layık
görüldüm.2004 yılı TRT 'nin düzenlemiş olduğu ses yarışmasında Akdeniz Bölge
1.si seçildim. 2016 'da YAYLALARIN YÖRÜKLERİ adlı albümümle sevenlerimle
buluştum. Halen festival ve halk konserlerinde türkülerimi türkü sevenlerle
buluşturmaktayım.
OĞUZ AYDIN: Müzik ile ne zaman tanıştınız?
NURCAN ALTINOK: Henüz okula başlamamıştım. Mahallenin çocuklarıyla bir
gösteri hazırladık. Davetiye koleksiyonum vardı. Onu bozup davet ettik
komsularımızı, sahne evin önü. Herkes sandalyesini kaptı geldi. Mahalledeki
ablalar abiler sen ne yaparsın dedi. Ben de türkü söylerim dedim. İlk alkışımı
duyduğum an o andır. Mikrofonla ise ilkokul 3.sinifta tanıştım. Müzik
öğretmenim derste bir türkü söyletti. O dönemlerde her okulun halk oyunları
ekibi olur,müsabakalar yapılırdı. O yıldan itibaren halk oyunları ekibinin
solisti olarak yarışmalarda ben de görev aldım.
OĞUZ AYDIN: Sanatçı kişiliğinizin yanında öğretmen aynı zamanda bir
annesiniz, üçü bir arada zor olmuyor mu?
NURCAN ALTINOK: Hem de ne zor (gülerek anlatmaya baslar)Öğretmenlik ve
annelik fedakârlık isteyen işler. Seni model alan evde 2 tane,okulda yüzlerce
çocuğun var.Her sözün, her hareketin örnek olacak nitelikte olmalı.Evdeki
çocuklarımın bakımı, eğitimleri sekteye uğramasın diye uğraş
verirken,öğrencilerimin de müziği sevmeleri, başarılı olmaları, eğitimin devamı
için saatlerle boğuştuğum,ucu ucuna yetiştiğim, uykumdan (ki çok severim
),enerjimden, şahsi işlerimden fedakârlık etmem gerekebiliyor. Yine de
hayatımdan çok memnunum tabi.
OĞUZ AYDIN: Yaylaların Yörükleri isimli albüm çalışmanızdan bahseder
misiniz biraz?
NURCAN ALTINOK:Yörük kültürünün yaygın olduğu bir bölgede yaşadım. Onlarca
Yörük şenliğine katıldım. Onların yaşayışlarını yakından takip ettim. Bunun
üzerine kaleme aldığım bir eser olan YAYLALARIN YÖRÜKLERİ ile albümün temelini
atmış oldum. Yöre türkülerimizin gerek ağzı, gerek ritimleri diğer eserlerimin
esin kaynağı oldu.Kimi eserlerimde erkek ağzıyla yazılmış, severek aldığı kızın
elinden iş gelmeyişini yakaran bir delikanlıyı (usandım el gızından, giden
gelse deden gelir) notaların diliyle anlatmaya çalıştım. Kimi eserlerimde kadın
ağzıyla sevdiği erkeği köydeki diğer kızlardan kıskançlığını (tuzsuz kız ),
kimi zaman özlemleri (memleket özlemi, baba özlemi ), kimi zaman da şehit
askerleri ve ailelerinin duygularını yazdım ve ezgilendirdim.15 eseri içinde
barındıran albümde 11 eserin söz ve müziği bana ait olup, bu eserlerimden 7
tanesi TRT onayına sunulmuş ve halen TRT radyolarında çalmaktadır.Albümün ilk
klibi Aman Burdur adlı eserime,2.klibimiz ise Babam parçasına çekilmiştir.
OĞUZ AYDIN: Okuduğunuz eserlerinizin birçoğu söz ve müzik olarak sizin imzanızı
taşıyor, çevrenizden ne tür tepkiler alıyorsunuz?
NURCAN ALTINOK: Bu albümü öncelikle Yöreme yaptım. Beni dinleyecek,anlayacak
ilk onlar olmalıydı.Bu işin hep maneviyatı ile ilgilendim. Önce kendim doyuma
ulaşmalıydım. Böyle de oldu zaten.Gelen tepkiler hep olumluydu. Burdur'da
çekilen "Ne çıkarsa bahtıma gari" adlı komedi tarzda bir filme hiçbir
bedel talep etmeden albüm müziklerini kullanma yetkisi verdim.
Yıllardır bilinen,
konserlerde, düğünlerde çalınıp söylenen yöre türkülerinin devamı gibi, usulca
sokuldu aralarına benim eserlerim. Sosyal medyada kimi zaman kültür ve dayanışma
derneklerinin tanıtım müziği olarak karşıma çıktı, kimi zaman bir okulun halk
oyunları gösterilerinde. İcra ettiği sanatla beğeni kazanmak herkes gibi beni
de çok mutlu ediyor.
OĞUZ AYDIN: Yörük kültürüne dair çok özel çalışmalarınız olduğunu biliyoruz, bunun
özel bir nedeni var mıdır?
NURCAN ALTINOK: Maalesef ki Gitgide unutulmaya başlanan, terkedilen,önümüzdeki
kuşaklara sadece hikâyelerle anlatılacak bir kültür haline geleceğini düşündüğüm
bir yaşam biçimi yörüklük. Mevsime göre konargöçerdi Yörükler. Şimdi ise
şehirlere yerleşir, göç eder oldular. Çocukları öğretmen, avukat,doktor olan bir yörüğün bu yaşamını
daha nereye kadar devam ettirebileceğini siz düşünün. (Derin bir iç çekiş )
Dikkat çekmek benim işim! Kurumak üzere olan Burdur Gölü de bir diğer
atlanmaması gereken bir konu olduğu gibi.
OĞUZ AYDIN: 2019 yılında Nurcan ALTINOK
hayranlarını neler bekliyor?
Hayat felsefemde
"hep daha iyiye doğru "diyen biriyim. Genele hitap eden, ses
getirecek planlarım var. "Öğretmenler gelecek nesil sizlerin eseriniz
olacak " demiş Büyük Önder Atatürk. Hedefim çok açık. Genç nesile
türküleri daha fazla sevdirecek eserlere imza atmayı düşünüyorum.Bu da yeni bir
albüm ve aktif sosyal medya ile mümkün.
NURCAN ALTINOK
EN SEVDİĞİ RENK:
Kırmızı
EN SEVDİĞİ YEMEK:
Kuru fasulye
EN SEVDİĞİ İÇECEK:
Taze sıkılmış portakal suyu
TUTTUĞU TAKIM:
Fenerbahçe
EN SEVDİĞİ YAZAR:
Yılmaz Özdil ve Hasan Murat (üstlerine tanımam )
OKUDUĞU KİTAP:
M.Kemal + Aşk Bir Varmış Hiç Yokmuş
EN SEVDİĞİ YÖNÜ:
Neşeli, pozitif
EN SEVMEDİĞİ YÖNÜ:
Hassas
YORUMLAR